MyFeed Personalized Content
0-6 Ay
Makale
Favorilere ekle

Emzirmenin Anne Üzerindeki Etkileri

Bebeğime tam olarak uygun olan sütün her zaman elimin altında olması, diyet yapmadan kilo vermek, bu gerçek antidepresandan en iyi şekilde faydalanmak... Hiç şüphe yok: emzirmek benim için en iyisi!

3dk oku Kas 22, 2019

En azından ilk birkaç “alışma” haftasında, emzirmenin bebeğinizin emrine amade olmanızı gerektirdiği doğrudur. Ancak bu kararı verdiyseniz, bununla beraber, emzirmek sağlığınıza iyi geleceği ve moralinizi yükselteceği için geri dönüşünün size fazlasıyla olacağını unutmayın. Ayrıca her zaman doğru sıcaklıkta, benzersiz içerikte ve ücretsiz olan bir beslenme kaynağı olduğunu da unutmayın!

 

Emzirmenin fizyolojik faydaları

  • Oksitosin; emzirme sırasında salgılanan hormonlardan biridir ve rahimdeki kasılmaları tetikler. Bunlar ilk 2 ya da 3 gün boyunca biraz ağrılı olsa da, rahminizin hamilelik öncesi boyut, şekil ve sıkılığa daha hızlı erişmesini sağlar. Dahası bu hormon kanamayı ve doğum sonrası kanama riskini de azaltır. Kemik mineral depolarının yenilenmesini sağlaması sayesinde menopozdan sonra osteoropoz riskini de azaltır.
  • Göz ardı edilemeyecek bir diğer faydası ise hamileliğin dokuz ayı boyunca biriken “rezervleri” kullanmakla kalmaz aynı zamanda vücudunuzun enerji yakma hızını da artırır. Bu nedenle, dengeli bir beslenme rutiniyle, emzirme ile diyet yapmadan kolaylıkla kilo verebilirsiniz!

 

Moralinizi düzeltir!

  • Hamileliğin hormon dalgalanmaları ardından gelen doğum ve bir anne olarak üstlendiğiniz onca yeni sorumluluk, üstüne bir de yorgunluk, depresyon ve korkulan “annelik hüznü” sendromuna davetiye çıkarabilir. Emzirme, yeni hayatınıza ayak uydurmaya çalıştığınız bu geçiş sürecinde sizin en önemli destekçilerinizden birisidir çünkü oksitosin annenin rahatlamasına yardımcı olur.
  • Aynı zamanda emzirerek hayatı kendiniz için daha kolay hale getirirsiniz: mesela hazırlanacak, ısıtılacak ve günde on kez temizlenecek biberonlar yok! Ayrıca paranız cebinizde kalır.

 

Emzirme ve doğum kontrolü

Normal olarak sıklıkla ve tek başına olmak kaydıyla ve devam ettiği sürece, emzirmek sizi yeniden hamile kalmaktan korumaya yardımcı olur. %98 oranında korunmak için (hapların ya da spiralin sunduğu korunma oranına eşittir) izlenmesi gereken dört koşul şunlardır:

  • Münhasır emzirme, yani bebeğin tek besin ve içecek kaynağı olması,
  • Adetlerin tekrar başlamamış olması ,
  • İki emzirme arası en fazla altı saat olması,
  • Her gün en az 6 uzun ya da 10 kısa emzirme olması,

Emzirme devam ederken veya sona erdiğinde yeniden adet görmeye başlarsınız. Ancak, kadınların kanama olmadan yumurtlayabileceğini (yani hamile kalabileceğini) de unutmayın. İstenmeyen hamileliklerden kaçınmak için jinekoloğunuza danışabilir ve hekiminizin uygun göreceği emzirme ile uyumlu doğum kontrol yöntemlerini kullanabilirsiniz.

Not: Özellikle doğumdan sonraki ilk birkaç ayda prezervatif, sperm öldürücüler ve diyafram da kullanılabilir. İlk ayın sonundan itibaren jinekoloğunuz spiral takabilir.

 

"Tüm bunlarda babanın rolü nedir?"
Babanın da önemli bir rolü vardır ve çocuğun psiko-duygusal gelişimine aktif olarak katkıda bulunur. Hem anne hem de bebeğe güven hissi ve koruyucu bir varlık sunar, bu da ailenin sağlığı ve başarılı bir emzirme süreci için temel faktörlerden birisidir. Örneğin bez değişimlerini, banyo saatlerini ya da anne dinlenirken bebekle yürüyüşleri baba üstlenerek hem bebeğiyle keyifli vakit geçirerek bebeğin duygusal gelişimine destek olur hem de anneye yardımcı olmuş olur. Aynı durum ilk haftalarda alışveriş, ev işi ve diğer çocukların bakımını üstlenmek için de geçerlidir.

"Emzirmenin göğüslerime zararı var mı?"
Hayır, göğüslerinizi uygun bir şekilde destekleyen emzirme sütyeni takarsanız herhangi bir zararı yoktur.


“Sezeryan sonrası emzirebilir miyim?”
Evet. Yalnız, ilk hafta boyunca kendinizi ve bebeği doğru pozisyona sokmak için birinden size yardımcı olmasını isteyin.

  • Bilimsel çalışmalar, uzun dönemli emzirmenin (toplamda altı ila on iki ay arası) meme, yumurtalık ve rahim kanseri riskini azaltmaya katkıda bulunduğunu göstermiştir.